salgının 100 günü — bölüm 12

bölüm 12 (21 şubat 2020 - 24 şubat 2020)

Ergin Kocyildirim
140journos

--

140journos ve dr. ergin koçyıldırım’dan “salgının 100 günü” (illüstrasyon: ozan aktuna/140journos)

21 şubat’a gelindiğinde iran’dan bildirilen vaka sayısı 18 olmuştu. hayatını kaybedenlerin sayısı 5’e yükselmişti. iran’da görülen vakalar üzerine iran sağlık bakanı said nemeki ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi. iki ülke arasında alınması gereken tedbirleri acilen hayata geçirileceği karşılıklı olarak teyit edildi. komşu iran’ın, bu hadiseye karşı her zaman yanında olduğumuz bildirildi.

bilim kurulu toplantısının ardından bakan koca’nın yaptığı basın toplantısında iran’la özellikle bu dönemde kara hudut kapılarında, ağrı gürbulak, van kapıköy, hakkari esendere ve buna ilave olarak ığdır’dan özerk nahçıvan bölgesine açılan dilucu sınır kapısı’nda tedbirlerini daha da genişleterek aldıklarını açıkladı. nemeki’nin, iran’da 18 koronavirüs vakası olduğu ve 5 kişinin hayatını kaybettiği bilgisini verdiğini aktaran koca, şöyle konuştu: “bu süreci özellikle şeffaf götürmek istediklerini de ifade ettiler. ben de türkiye olarak, hem yardım malzemesi anlamında tıbbi maske ve elbise, özellikle yeni geliştirdiğimiz yerli tanı kiti dahil olmak üzere, yardım etmeye hazır olduğumuzu ve 26 kişiden oluşan ve bu süreci neredeyse her gün bir araya gelerek, sağlıklı götürmeye çalışan bilim kurulumuzun varlığını ve bu çerçevede istenirse bir bilim heyetinin destek vermeye hazır olduğunu ifade ettim. bu anlamda özellikle çok teşekkür ettiler. bu süreci birlikte yakın iş birliği, iletişimle götürmemizin faydalı olacağını, hem bakan yardımcımın hem kendileri de iran’dan bir bakan yardımcısı arkadaşla yakın ilişki içinde olunması sağlandı. bizler de bakanlar olarak, belli aralıklarla bu süreci yakın takip etmek noktasında konuşmuş olduk. hastalığın kum kenti ve çevresinde görüldüğünü ifade ettiler. diğer bölgelerde özellikle sınırımıza yakın tebriz ve batı bölgesinde görülmediğini, tahran ve bir iki eyalette daha benzer vakanın olduğunu ama bu vakaların da kum kenti temaslı olduğunu özellikle ifade ettiler. burada görülen vakaların da kaynak olarak çin olduğunu, çin’e gidip gelenlerle temas sonrası bu enfeksiyonun, salgının oluştuğunu ifade ettiler.” “biz bu hudut kapılarımızda 24 saat sağlık personeli bulunduruyoruz. dün geceden itibaren iran’dan gelen bütün yolcuları pasaport kontrolünden önce olmak üzere sağlık personelimiz sağlık kontrolünden geçirmeye başladı. dünden bu yana özellikle hasta olan, ateşi olan veya öksürük, burun akıntısı, hapşırık, halsizlik, solunum sıkıntısı gibi hastalık belirtisi olan yolcuları sınırdan içeri almamaya başladık. ağrı sınır kapısında benzer bir vakayı dün içeri almamış olduk. bu muayeneleri herkese mutlak yapmayı ve bu süreçte ülke içerisinde de adres ve iletişim bilgileri olmayan kişiyi de almamayı… yani her birine bir kart doldurulup, hem iletişim ve adres bilgilerini almayı, kum kenti veya son 14 günde kum kentine uğramış kişileri de bu süreçte almayı düşünmediğimizi de ifade ettik.” koca, iranlı yolculardan sağlıklı olduklarını belirtir bir resmi bir belge talepleri olduğunu belirterek, “bu talebimiz uygun görüldü, pazar akşamından itibaren devreye girmiş olacak. bütün bunlara, bu belgeye rağmen yine 24 saat sağlık ekibimiz herkesi yine sağlık kontrolünden geçirerek uygulamamıza devam etmiş olacağız.” dedi. sınır kapılarında yolculara, ingilizce ve türkçe broşürler dağıtıldığını hatırlatan koca, buna farsça bilgilendirme broşürlerinin de bugünden itibaren eklendiğini bildirdi. iran sağlık bakanı ile görüşmelerinde özellikle bu süreçte Kum kentinden gelenlerin özellikle ülkeye girişinin yapılmaması konusundaki hassasiyetin altını çizerek iki ülke arasındaki işbirliğini sürdüreceklerini ifade ettiklerini de dile getirdi. gazetecilerin sorularını da yanıtlayan koca, “sınır kapılarında termal kamera olacak mı?” sorusu üzerine, sınır kapılarında 24 saat sağlık personelinin bulundurulduğuna ve gelen yolcuların ateşlerine bakıldığına işaret etti. dünden itibaren de termal kameraları sınır kapılarına yerleştirdiklerini anlatan fahrettin koca, “özellikle pasaport kontrolü yapılmadan önce her yolcuyu sağlık kabinine alarak muayene etmeye, sağlıklı olup olmadığının tespitini yapmaya dün geceden itibaren başladık. bu anlamda en ufak bir şüphe durumunda ülkeye girişine daha pasaport kontrolünden önce izin verilmemiş olacak,” dedi. hastalığın iran’da yeni ortaya çıkan bir durum olduğunu ve gelecek günlerdeki hastalığın seyrini takip ettiklerini belirten koca, “buradaki seyir giderek farklılaşır, diğer bölgelere yayılım içinde olur ve bu anlamda sayı artarsa o durumda da bizim başka tedbirler, karşılıklı iletişim ve iş birliği içinde olmak kaydıyla almamız gerekebilir. bu noktada da temkinliyiz, hazırlıklıyız, yapılması, alınması gereken bir karar gerektiğinde her an bunu yetkililerle görüşerek alma noktasında müdahalemiz olur.” şeklinde konuştu. bakan koca, bugüne kadar çin’e iki defa malzeme gönderdiklerini anımsatarak, “şimdi gelecek hafta yine bir kargo uçağıyla daha büyük miktarda tıbbi yardım malzemesi ve ekipman göndermeyi planlıyoruz,” dedi. ırak’la ilgili de sağlık bakanı’nın bu konuda kendilerine sınırlardan geçişin kapatıldığına dair resmi bir bilginin gelmediğini ifade ettiğini aktardı. koca, türkiye’deki duruma ilişkin bir soru üzerine “şu an türkiye’de herhangi bir gözlem altına, karantina altına alınmış hiçbir vakamız yok. en son rize’de vakamız vardı. rize’deki vakanın sonucu negatif çıktı. zaten taburcu edilmiş oldu,” diye konuştu. koca, iran’dan gelmek isteyen türk vatandaşlara ilişkin bir soru üzerine “bu arada hasta olup, sınırdan gelen türk vatandaşımız olursa, sınırdan içeri yapılmaz demiştim, İranlı vatandaşlar için söylemiştim. eğer türk vatandaşımız ise her şekilde hangi tedbirlerle, nasıl almamız gerektiğini bilim kurulu’nun önerisiyle üzerimize düşeni yapma noktasında gayret içerisinde oluruz, yalnız bırakmayız,” yanıtını verdi. bu konuda bir talep olup olmadığına ilişkin soruyu üzerine Koca, şu an bir talep bulunmadığını söyledi. sağlık bakanı koca, sınır kapılarında sadece iranlıların değil herkesin, afganistanlı, pakistanlı gelirse de bu sağlık muayenesi sonrasında ülkeye alınacağını kaydetti. koronavirüse ilişkin aşı çalışmalarına dair bir soru üzerine koca, aşı konusunda ülkeler arası işbirlikleri ve çalışmaların son dönemde yoğunlaştığını belirterek aşının bir veya bir yıla yakın bir sürede zor üretilebileceğini ifade etti. “türkiye’nin de bir işbirliği olur mu?” sorusuna koca, “niye olmasın, kiti hızla geliştirdik, aşı da da benzer işbirlikleri niye olmasın” yanıtını verdi.

cumhurbaşkanı erdoğan, hz. ali camii’nde kıldığı cuma namazının çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. “iran’da dört kişinin koronavirüsten öldüğünün anımsatılarak türkiye’de özel bir tedbir alınıp alınmayacağının sorulması üzerine cumhurbaşkanı erdoğan, “çok değişik şeyler var, yani 13 diyenler var, dört diyenler var. biz her an tedbirlerimizi zaten almış vaziyetteyiz,” dedi. cumhurbaşkanı erdoğan, 1 milyona yakın idlib halkının şu anda türkiye sınırına doğru göç ettiğine işaret ederek sınırda suriye içine doğru 30–35 kilometrelik bir koridorda güvenli bölge ilan ederek, orada briket barakalara ilişkin çalışmaların devam ettiğini, kızılay ve afet ve acil durum başkanlığı’nın (AFAD) da gelen kişilere yardımda bulunduğunu anlattı. Cumhurbaşkanı erdoğan, “şansölye merkel bir 25 milyon avro bana söz vermişti kızılhaç vasıtasıyla bunu size ulaştıralım diye. fakat o da tabii mülteciler komisyonu vasıtasıyla geldiği için biraz formaliteler uzuyor, daha henüz Kızılay’ımıza gelmedi. bugün macron’a da aynı teklifi yaptım, bak dedim merkel’den böyle bir bize destek oldu, senden de aynı desteği bekleriz dedim” ifadelerini kullandı. rusya devlet başkanı putin ile bu akşam yapacağı görüşmeye dikkati çeken cumhurbaşkanı erdoğan, “temenni ederim ki, bu görüşmeyle hayırlı bir adım atmış oluruz,” dedi.

o sirada tibbi̇ malzeme pi̇yasasi: salgından önce çin’den ithalat yapan firmalar, şimdi tek kullanımlık ilkyardım malzemesi sıkıntısı çeken çin’e ihracat yapıyordu. birçok firma iç piyasa yerine satışlarını çin’e ve diğer ülkelere yaparak fahiş fiyatla kişisel koruma ekipmanı, maske satıyordu. ancak bu durumun bir süre sonra iç pazarda sıkıntı yaratmasından endişe ediliyordu. i̇stanbul ticaret odası (İTO) başkan yardımcısı ve tüm medikal dernekler federasyonu (TÜMDEF) yönetim kurulu üyesi veysel cengiz balçık, kısa vadede avantaj gibi görünse de uzun vadede ülkemiz açısından riskli bulduğunu söyleyerek “şu anda piyasada maske ve koruma önlüğü bulmakta sıkıntı yaşanıyor. malezya, çin’in siparişlerini karşılayabilmek için haziran ayına kadar türkiye’nin eldiven siparişlerini gönderemeyeceklerini bildirdi. bu durum birkaç ay daha devam ederse sadece maske, önlük değil, iç pazarda pek çok tek kullanımlık ilkyardım malzemesinde sıkıntı yaşayabiliriz” dedi. çin’in, kendi vahşi rekabet politikasının kurbanı olduğunu da anlatan balçık, “ürünleri maliyetinin bile altında satıp pek çok firmanın kapanmasına neden oldu. şimdi kendi de üretemediği için 40 kuruşa sattığı maskeyi 25 tl’den geri almak zorunda kalıyor. o nedenle tıbbi malzeme ve cihazda yerli üretimin artması lazım. aksi takdirde herhangi bir doğal afet veya salgın hastalık durumunda çin’in başına gelen bizim de başımıza gelebilir,” diye konuştu. sorunun maske ile başlayıp bu günlerde koruma tulumları ve hatta lateks eldivenlere kadar genişlediğine işaret eden balçık, “ithalatımızın çoğunu çin’den yapıyorduk. şu an orada da birçok fabrika kapalı, üretim yok. talebin çoğuna türkiye yanıt veriyor. ama uzun vadede bu, bizim için de risk. iki tane stratejik sektör var. savunmadan bile önemli bence…biri gıda, diğeri tıbbi malzeme/cihaz ve ilaç. bu alanda risk seviyesi en düşük olan maskenin bile bu kadar önem kazanması, bizi biraz düşündürdü. yarın bir gün bizim de buna ihtiyacımız olabilir ama üretim kapasitemiz yetmediği için sıkıntı yaşayabiliriz. hem bizde hem dünyada bu malzemeleri üreten firmaların çoğu çin’le rekabet edemeyip kapandı. sağlık ilkyardım malzemelerinin özellikle ülkemizde yerli olarak üretilmesi gerekiyor. devletimizin de bu konuda destek vermesi şart. zarar etse de devlet tarafından sübvanse edilerek üretimin devam etmesi gerekiyor. aksi takdirde herhangi bir salgın ya da doğal afet durumunda çin’in şu anda yaşadığı krizi biz yaşarız,” diye konuştu. sektör olarak en büyük problemlerinden birinin de uzun vadeli geri ödemeler olduğunu anlatan balçık, “sektörün içerisindeki üreticiler ve firmalarımız çok küçük kobi’ler. bunların sermayeleri de küçük. kamudan 11–12 ay, üniversite hastanelerinden 2 yılı bulan ödemelere dayanma gücümüz yok. ayakta kalamıyoruz maalesef. şu anda yoğun talep nedeniyle 40 kuruşluk maskelerin 2,5–3 liraya, 5 liralık ventilli maskelerin 25–30, hatta 70 liraya satıldığını görüyoruz. aynı şekilde tek kullanımlık muayene eldivenlerinin fiyatları da çok yoğun bir şekilde yükseldi. bir ay önce kutusu 12–13 lira olan eldivenler bugün 17–18 liradan satılır oldu. koruyucu önlükte de benzer bir durum söz konusu. 2–2,5 katı fiyatlardan satıldığını duyuyoruz. yerli üretimi artırdığımızda yoğun talebin yol açtığı bu fiyat artışının da önüne geçilebilir,” diye konuştu. veysel cengiz balçık son zamanlarda bazı dolandırıcı firmaların da sektörde boy göstermeye başladığının altını çizdi ve şu uyarılarda bulundu: “hem derneklerimiz, hem federasyonumuz hem de meslek odalarımıza yapılan şikayetler var. ‘elimizde 10 milyon, 20 milyon adet maske var. alıcı varsa ödemesi peşin olsun, şu kadar kaparo gönderin hemen yollayalım gibi ilanlar dolaşıyor internette. bunların bazılarının dolandırıcı olduklarını duyuyoruz. hatta ürün almak isteyen bazı çin firmaları bu şekilde dolandırılmış. kaparo alınmış ama ürünler gönderilmemiş. bir maske yüzünden bütün ülkemizin ticaret imajının bozulmasına engel olunması gerekiyor. özellikle yüklü ihracat yapacak olan firmalarımız, kesinlikle birinci el ithalatçı firmalar veya üretici firmalarla direkt temasa geçerek ürünlerini alsınlar. çünkü sağlık bakanlığımıza bağlı türkiye ilaç ve tıbbi cihaz kurumu (TİTCK) tarafından denetlenen firmalarımız bunu yapamaz. sistem dışında olup sektöre girmeye çalışan, sektörün içindeymiş numarası yapan bazı firmalarla biz meslek odaları da bakanlıklarımız da mücadele ediyor. ama ihracatçılarımızın da çok dikkatli olması gerekiyor.”

yaklaşık 25 yıldır medikal malzeme sektöründe iş yapan osman kaynak, son günlerde koruyucu tulumlara yoğun talep olduğunu söyleyerek “maske ve koruyucu tulumdan sonra eldiven ve ateş ölçer de çin tarafından yoğun talep edilen ürünler haline geldi. şimdiye kadar tam tersine hepsini çin’den alıyorduk. şimdi onlar bizden alıyor. fiyatlarda da artış oldu bu nedenle. tek kullanımlık ürünler gidiyor daha çok. çin bu işe hazırlıksız yakalandı. tatil dönemlerine denk geldi salgın. biz çin’de bir tekerlekli sandalye fabrikası ile çalışıyoruz. bizden yoğun maske talep ettiler çünkü hükumetleri işçilerin maskeyle çalışmasını mecbur hale getirdi. yoksa fabrikayı açamıyorlar,” dedi.

mustafa kaya ise koronavirüs salgını nedeniyle çin’in ihtiyacı olan bazı medikal ürünleri ucuz olması nedeniyle türkiye’den talep ettiğine değinerek “örneğin bu sıra yoğun bir ateş ölçer talepleri var. zamanında çin’den aldığımız ateş ölçerleri şu an çin’e geri satıyoruz. ama bir süre sonra bunun bize geri dönüşü nasıl olur, tedirginim açıkçası. çünkü bizim üretebildiğimiz cihazlar değil. iç piyasada temininde bir sıkıntı yok şu an ama yarın bu ürünlerin tamamı çıktığında biz temin etmekte sıkıntı yaşarız. şu anda genel olarak maske, ateş ölçer ve tulum talebi çok” diye konuştu.

Türk tabipleri birliği, bir basın açıklamasıyla iran sınırında alınması gereken tedbirleri paylaştı. her ne kadar i̇ran, söz konusu hastalık açısından endemik bir ülke olmasa da ölümlerin görülmesinin i̇ran’da çok sayıda enfekte kişi olduğu şüphesini doğurduğuna dikkat çekildi ve bir takım ciddi önlemlerin alınmasının gerekliliği vurgulandı. hasta kişilerin bakımı sırasında özellikli işlemler yapılacağı zaman kullanılması şart olan n95 maskelerinin ve rutin sağlık bakımında kullanılması önerilen tıbbi maskelerin piyasada tükenmesi, maskeleri kullanması gereken riskli grupların ve özellikle sağlık çalışanlarının maskeye ulaşamaması ile sonuçlanabileceğinden bu durumu önlemek için sağlık bakanlığı eliyle sağlık çalışanlarına maske temin edilmesi, sağlık bakanlığı tarafından üretilen mevcut bilgi materyallerin yerel yönetimlerin de sürece katılımıyla toplumun her kesimine yaygınlaştırılması önerildi.

22 şubat 2020 tarihinde semiha şahin’in sunduğu cnntürk masası programında, profesör doktor canan karatay, koronavirüse karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiği için kelle paça yenmesini öneriyordu. bu açıklamanın bilimsel olarak ispat edilmiş hiçbir yönü olmadığı gibi bu kadar çok yağlı gıdalar yenmesi vücuda zararlı olabilirdi. sosyal medyada bu konu ile ilgili sayısız espri yapılmaktaydı.

23 şubat’ta sağlık bakanı, istanbul’da kartal lütfi kırdar eğitim ve araştırma hastanesi’nden gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. virüs sınırlarımıza kadar dayanmıştı. iran’da vaka sayısı 43, ölüm sayısı 8 olarak bildirilmişti. bu haberlerin üzerine iran’dan türkiye’ye yapılacak tüm kara ve demiryolu geçişleri 23 şubat saat 17:00 itibarıyla geçici olarak kapatıldı. tüm uluslararası uçuşlar ise saat 20:00 itibarıyla durduruldu. türkiye’den iran’a geçişlerin devam edeceğini hatırlatan sağlık bakanı, bir gün önce 8 iran vatandaşının hastalık bulguları olması üzerine türkiye’ye girişlerine müsaade edilmediğini söyledi. hastalık şüphesi olan tüm türk vatandaşlarından da numuneler alındığını, van devlet hastanesi’nde karantina altında olan 5 kişinin de test sonuçlarının negatif olduğunu ifade etti. Sorusu olan varsa sorabileceğini söyledi, ama salondan soru gelmedi.

bu sırada iran’da: iran sağlık bakanı, kum kentinde hayatını kaybedenlerden birisinin çin’e uçuşlar yasaklandığı halde indirekt olarak çin’e gidip gelen ve ticaretle uğraşan birisinin olduğunu açıkladı.

24 şubat’ta, daha depremin üzerinden yaklaşık 10 saat geçmişti ki, 6.0 şiddetinde bir deprem daha oldu. yaralı sayısı 66’ya yükseldi.

i̇ran’ın ankara büyükelçisi mohammad farazmand, sağlık bakanlığı’nda fahrettin koca ile görüştü. koronavirüs vakalarından ve depremden duyulan üzüntüler dile getirilerek, birlikte tedbir alınacağı yönünde fikir alışverişi yapıldı.

24 şubat’ta hürriyet gazetesi’ndeki köşesinde ahmet hakan, sağlık bakanı ile yaptığı söyleşiden bahsediyordu. ahmet hakan’ın bakan’a, “iranlı yetkililer kum kentini karantina altına aldı mı?” sorusuna koca, “iki gün önce iran sağlık bakanı’na “kum kenti dışında virüs için başka bir kaynak düşünüyor musunuz?” dedim. “hayır” dedi. tahran’da ve başka bazı şehirlerde de rastlanmış ama hepsi kum kenti kaynaklı. yani kum kenti dışında salgına kaynaklık eden bir bölge yok. kum kentinin wuhan gibi karantinaya alınması gerekiyordu. bunu, iran sağlık bakanı’na söyledim. “eğer kum’u karantinaya alırsanız sınırı kapatma önlemi almamıza gerek kalmaz” dedim. fakat iran sağlık bakanı, “karantinaya alamayız” dedi. biz de bunun üzerine sınırı kapatmak zorunda kaldık,” diye cevap verdi. “italya’da ortaya çıktı virüs olayı. orasıyla ilgili neden bir önlem alınmıyor?” sorusuna da fahrettin koca: “italya virüsün çıktığı bölgeyi karantinaya aldı. doğru yaptı. çin de wuhan’ı karantinaya almıştı. o da doğru yaptı. iran da kum’u karantinaya alsaydı bu önleme gerek kalmayacaktı.” diye cevap verdi.

bir sonraki bölüme geç: salgının 100 günü — bölüm 13

--

--

A rare breed of intellect and stupidity. Half surgeon mending little hearts, half mad scientist. Editor and writer at 140journos https://twitter.com/kocyildirim