salgının ilk 100 günü — bölüm 16

bölüm 16 (10 mart 2020 - 12 mart 2020)

Ergin Kocyildirim
140journos

--

140journos ve dr. ergin koçyıldırım’dan “salgının 100 günü” (illüstrasyon: ozan aktuna/140journos)

10 mart’ta tbmm sağlık komisyonuna koronavirüs salgını ve çalışmalar konusunda bilgilendirme yapıldı. sağlık bakanı koca bir prezantasyon hazırlamıştı. aslında bir gün önce basın toplantısında söylenenlerden pek farkı yoktu bu açıklamaların. “şu sorulabilir,” dedi bakan, “termal kamera hasta olanları ne kadar gösterebilir?” ve kendi sorduğu soruya “haklısınız” yanıtını verdi, “ama dünyada bilimin geldiği noktada yapılması gereken ilk eylemlerden bir tanesi termal kamera, yani, ama ateşli vakayı ilk dönemde tespit etmek için kullanılıyor, %7 olabilir, %8 bazıları %12 diyor, oranında hasta olanı tespit edebilir, bunun ilk alınan önlem olduğunu biliyoruz,” dedi. birçok ülkenin türkiye’nin termal kamera uygulamalarına başladığı dönemde bu uygulamaya başlamadığını, daha birkaç hafta önce amerika’nın “güney kore’den gelen yolcular için termal kamera koyalım mı koymayalım mı?” tartışmasını yaptığını söyledi. ateşi olan vakaların sayılarını sağlık komisyonu üyeleri ile paylaştı.

meraklısına termal kameralar: doğru kullanıldığında termal görüntüleme yöntemleri kişinin cilt sıcaklığını tespit etmede kullanılabilir. ancak kimin COVID-19 hastası olup olmadığını gösteremez. vücut sıcaklığının ölçümü için kişiye olan ihtiyaç ortadan kalktığı için, bir de kişi ile aynı ortamda olma mecburiyeti olmadığı, hızlı ölçüm yapabilmesi sebepleriyle oldukça kullanışlı bir sistemdir. ateşi olan kişinin tespiti için havaalanlarında, işyerlerinde, spor karşılaşmalarında kullanılsa da, birden çok insanın aynı anda vücut sıcaklıklarının ölçülmesi durumunda etkili bir yöntem olmadığı gösterilmiştir. bu sebeple kitlesel vücut sıcaklığı ölçümlerinde kullanılmaması gerektiği amerikan gıda ve ilaç kurumu (fda) tarafından bildirilmişti. amerika’da kullanılması ile ilgili olarak, bakanın dediği gibi bir gecikmeden çok, işe yarar bir sistem olmaması sebebiyle pek de sık kullanılan bir metod değildi.

bakan, her toplantıda hatırlattığı şekilde, 5 şubat’ta çin ile tüm uçuşlarını durdurduklarını, iran’da da salgının artışının olduğunu, wuhan’da alınan karantina tedbirlerinin, kum ve meşhed kentinde bu tedbirin alınmadığını, sağlık bakanını arayıp uyardığı halde bu önerilerin ciddiye alınmadığını anlattı. “büyükelçiyi çağırdık,” diye ekledi bakan, “tedbirler alınmayınca da sınırları kapattık.” iran sınırının kapatılmasından bir gün önce 22 şubat’ta, karayolu ile giriş yapanların sayısının 3500’den fazla, gidenlerin ise 4000’e yakın olduğunu, havayoluyla da bir o kadar trafiğin olduğunu söyledi. “iran’la çok yoğun bir ilişkimizin ve trafiğimizin olduğunu gördük,” dedi. “ben dün bir hafta dedim ama emin olun 3 gün gecikilmiş olsaydı girecek insan sayısı 20,000'den aşağı olmazdı ve tahran’da bir yetkilinin insanların üçte birinin hasta olduğunu söylediğini düşünürsek türkiye’ye giriş yapanların ne kadarının hasta olabileceğini ve hızla nasıl yayılacağını ve ülkeyi nasıl etkileyeceğini artık siz tahmin edin,” dedi. kaynağı belirsiz bir bilgiyle, diamond princess gemisindeki 30 yolcunun tüm avrupa’ya salgının yayılmasına sebep olduğunu da ekledi. bakanın açıklamasının tersine, 5 mart tarihinde gemiyi en son terk eden kişi olan geminin italyan kaptanı, italya’da adeta bir kahraman gibi karşılanmış, gemide karantina tedbirleri için aldığı önlemleri uygulama konusundaki başarılarından dolayı onursal bir nişan ile takdir edilmişti.

diamond princess gemisinin kaptanı gennaro arma

“bizim de avrupa ile ilişkimiz çok yoğun. ama avrupa ile aynı rahatlık içinde değilim. hem türk vatandaşlarının, hem de yabancıların rahat girip çıktığı bir sınırlama yapmadığımız bir ilişki bu. salgının görülmediği ülke kalmadı. bu sınırlamaları yapmanın pratik bir yöntemi de yok. bu salgın şu anda türkiye’de olma ihtimali çok yüksek, virüs henüz tespit edilebilmiş değil,” dedi. “bu kadar yurtdışına giden ve yurtdışından gelen yoğun insanımız var. oradan enfeksiyonu almadığını kim söyleyebilir? ticari boyutu düşünmeden, yoğun bir ilişkimiz olduğu halde, iran’dan da geçişlerin olabileceğini düşünerek ırak sınırımızı kapattık. salgının en yoğun yerinden gelen 42 vatandaşımızı zekai tahir burak hastanesi’nde gözlem altına aldık. 42 kişinin hiçbirinde hastalık çıkmadı, normalde 42 kişinin birisinde hastalık çıkmaz mı? normalde beklersiniz değil mi?” diye sordu. çıkmamasının sebebini çin’de yaşayanların kendilerini gelmeden önce evlerine kapamaları olduğunu söyledi. burada enteresan bir durum vardı. türkiye salgının dünyada bu boyutta yayılmasına rağmen, hastalığın görülmediği çok az sayıdaki ülkelerden birisi olmaya devam ediyor ve buna hayret eden tartışmalara sahne oluyordu. tam da bakanın dediği gibi binlerce şüpheli kişiden, binlerce test yapılmış olması ve hiçbirisinin pozitif çıkmaması oldukça enteresan bir durumdu. tam da bu konuları gündeme getiren bir makale kaleme almıştım. national interest dergisinde yayınlanan bu makalede türkiye’nin önemli bir turizm merkezi olmasından, dünyanın en büyük havalimanlarından birisinin istanbul’da bulunmasından, iran ile sınırından dolayı salgının bugüne kadar görülmemesinden dolayı hayretimi kaleme almıştım. kaldı ki testler sadece sağlık bakanlığı tarafından yapılmaktaydı. yapılan testlerin sonucuna güvenmekten başka çaremiz olmadığını ancak yalancı negatifliklerin her zaman olabileceğini yazdım. türkiye’nin dünya üzerindeki şeffaflık notunun oldukça düşük olduğunu, türk tabipleri birliği’nin, sağlık bakanlığı’na birlikte çalışma önerisinin ciddiye alınmadığını yazdım. devletin tüm birimleriyle etkili bir şekilde çalışabilmesinin temelinde, vatandaşının işleyen sisteme olan güveninin sağlanmasından geçtiğini, bu güvenin tesisinin çok zaman aldığını ancak, güvenin sarsılmasının anlık ve çok hızlı gerçekleşebildiğini açıkladım. bu güven, en çok da devletin bilgi ve verileri paylaşmak zorunda olduğu bir süreçte sağlanabileceğini, vatandaşın önümüzdeki günlerde devletin bu konuda nasıl yaklaşım sergileyeceğini göreceğini not etmiştim.

bakan o güne kadar 2,950 test yapıldığını ifade etti. önce 25 olmak üzere, o gün için 101 salgın hastanesinin belirlendiğini açıklayan bakan, salgınla ilgili bir dizi kronolojik bilgi verdi. bakan oldukça dikkati çeken bir açıklama yaptı: 29 şubat’ta italya, güney kore ve ırak uçuşlarının durmasıyla birlikte, bu ülke vatandaşlarının deport, yani sınır dışı edildiğini söyledi. bu sınır dışı prosedürü medyaya hiç yansımamıştı. detaylı olarak anlatılmamıştı. bu ülkelerin türkiye’deki temsilcilikleri tarafından duyurulmamıştı. akıllara gelen acaba bakanın deport tanımını, bu ülke vatandaşlarının türkiye’ye alınmadığı anlamında mı kullanıldığı bilinmiyor.

bakan koca, hazırlıklı gelmişti meclise ve büyükçe hazırlanmış panolardan bilgiler vermeye başladı. panoyu asacak bir sistemin hazırlanmamış olması, bir görevlinin bakan koca konuştukça panoları göstermek için tripod görevi görmesi yüzlerde gülümsemeye yol açmıştı. bu panolardan en çok dikkati çeken türkiye’nin dünya haritası üzerinde kazakistan’dan sonra hastalığın görülmediği tek ülke olmasıydı. “avrupa’da salgın giderek büyüyor, avrupa ile ilişkinizi kesme şansınız yok,” dedi bakan. “bir ülke değil, iki ülke değil, üç ülke değil. yapılabilecekler çok zor değil, risk belli” diye ekledi.

nasıl iran, ırak, çin, güney kore, italya uçuşları durduysa, bakan’ın yüksek risk olarak gösterdiği avrupa ile de uçuşlar o anda durdurulabilirdi. nefesler tutuldu. bakanın bu konuda ne söyleyeceği çok önemliydi: “çözüm ne?” dedi bakan, ”çözüm, bu süreçte dışarıdan bu enfeksiyonun geleceğini düşünüyoruz ya da veya gelmiş olduğunu, henüz tespit edemediğimizi söylüyoruz. bu demek değil ki bugün yarın tespit etmeyeceğiz. avrupayı riskli görmüyorduk. şimdi avrupa başta, bütün dünya herkes bizim için şüpheli olmaya başladı. vatandaşımız mümkün oldukça yurtdışına çıkmamalı, yurtdışından gelen kişilerin de mutlaka kendisini 14 gün izole etmeli.”

14 gün kuralını hatırlattı. halbuki madem bu kadar iyi götürüldüğü söylenen önlemler silsilesi içinde neden avrupa ile sınırlarımızı kapayamayacağımız anlaşılamamıştı. başka kaygılar olmalıydı. bu durumun siyasi, ekonomik, turizm açısından birçok boyutu vardı. bir yandan da avrupa’ya doğru göçmenlerin geçişi serbest bırakılmıştı. italya ile diğer avrupa ülkelerinin ilişkisini devam ettirmelerinden dolayı salgının büyüdüğü vurgusu yapılırken, “türkiye’nin avrupa ile ilişkisinin kesilmesinin şansı yok” deniyordu. evet, haklıydı bakan, sorun küresel, çözüm ulusaldı ancak, avrupa ile sınırların kapatılması konusunda beklenen adım atılamamıştı.

toplantı devam ederken, amerika birleşik devletleri’nin maryland eyaleti valisi larry hogan, 86 yaşındaki bir kadının türkiye ziyareti sonrası yapılan koronavirüs testinin pozitif çıktığını açıklıyordu. meclis toplantısı ardından sağlık bakanı koca, türkiye ziyaretinden sonra yeni tip koronavirüs (covid-19) tanısı konulduğu belirtilen 86 yaşındaki abd vatandaşının türkiye’yi ziyaret etmediğini, 3 mart’ta istanbul aktarmalı tiran’dan washington’a gittiğini bildirdi.

10mart’ı 11 mart’a bağlayan gece, saatler gece yarısını 53 dakika geçiyordu ki, sağlık bakanı kameralar önüne geçerek bir basın toplantısı yaptı. “size üzücü ama korkutucu olmayan haberi bildirmek istiyorum,” dedi. “bugün akşam saatlerinde koronavirüs şüphesi olan bir vatandaşımızın test sonucu pozitif çıktı. tanı yüksek ateş ve öksürük şikayetinin sebebinin araştırılması sonucu konulmuştur. hastanın virüsü avrupa teması üzerinden aldığı bilinmektedir. dış dünyadan tamamen izole edilmiştir. hasta bir erkektir ve genel durumu iyidir. aile bireylerinin hepsi ve yakın çevresindeki tüm bireyler bu anlamda gözetim altındadır ve her biri şüpheli kabul edilmiştir. hasta mahremiyetinin korunması açısından detaylı bilgilerin paylaşılması uygun bulunmadı. bu, ülkemizde görülen ilk vakadır. verilere göre tanı erken konmuştur. virüs bulaşmışsa bu çok sınırlıdır. lütfen mümkün olmadıkça yurt dışına çıkmayalım. bugüne kadar gösterdiğimiz başarı, bundan sonrası için mücadelemizin kolay olacağının garantisi olarak kabul edilmelidir. bir veya birkaç vaka salgın olarak kabul edilmemelidir. bu sadece virüsün ülkemiz sınırlarına girdiği anlamına gelir. koronavirüs alacağımız tedbirlerden daha güçlü değildir. karantinaya alınmış bir hasta bir toplumu tehdit edemez. gecenin bu saatinde açıklamanın bir sebebi vardı, şeffaf davranma çerçevesinde. bunu açıklama gereği hissettik. dolayısıyla özellikle altını çizerek ifade ettiğim bir cümle oldu: hasta mahremiyeti. bu dönemde bir ili veya bir bölgeyi veya bir hastaneyi bu anlamda gündemde tutmanın doğru olmadığına inanıyorum. zaten bu konuyla ilgili bilgiler uluslararası boyutuyla da bildirilmiş olacak, bunu da anlayışla karşılayın,” dedi, teşekkür etti ve gazetecilerin sorularına cevap vermeden salonu terketti.

11mart’ta bir basın toplantısı düzenleyen dünya sağlık örgütü genel direktörü tedros adhanom ghebreyesus, 114 ülkede 118,000 vakanın görüldüğünü ve 4,291 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. ghebreyesus, “binlerce kişi hastanelerde yaşam mücadelesi veriyor. önümüzdeki günler ve haftalarda vaka ve ölüm sayılarının artmasını bekliyoruz” dedi ve ekledi: “virüsün yayılma hızı, ciddiyeti ve yetkililerin gerekli önlemleri almaması bizi alarm seviyesine getirdi. bu nedenle COVID-19'u pandemik bir hastalık ilan ediyoruz.”

dsö genel direktörü tedros adhanom, ‘’bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrolü’’ kapsamında yürüttüğü başarılı çalışmalar nedeniyle sağlık bakanlığı’na verilen başarı ödülünü cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan’a takdim ederken (25 eylül 2018).

pandemi; dünyada birden fazla ülkede veya kıtada, çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel isimdi. pandemi kararı oldukça ciddi bir karardı. daha önce koronavirüsten kaynaklanan bir pandemiyle karşı karşıya kalınmamıştı. tedros, acil durum müdahale mekanizmalarının hazır hale getirilmesini ve güçlendirilmesini, halkın riskler ve korunma yöntemleri konusunda bilgilendirilmesini, her bir COVID-19 vakasını tespit, izole, test ve tedavi edilmesini, temas ettiği herkesin incelenmesini, hastanelerin hazırlanması gerektiğini, sağlık işçilerinin korunması ve eğitilmesi gerektiğini öneriyor ve ülkelere “birbirinize sahip çıkın” mesajini veriyordu.

bilim kurulu toplantısını ardından kültür ve turizm, ticaret bakanı ile beraber basın toplantısı yapıldı. “bilim kurulumuzda aldığımız kararların sürecin yönetimine katkısı iyi bilinmektedir. biz sorunu siyasal dille, siyasal bir içerikle ele almadık. bilimsel bir yöntemle ilerledik. bilimsel veriler doğrultusunda karar verdik. ne dünya ya da avrupa’nın geri kalanı ile ilişkileri tümden kesmek imkan dahilinde değil. ilişkilerin en bariz olduğu konular turizm ve ticarettir,” dedi. maske ve tulumların giderek fiyatlarını artması sebebiyle bu süreçte sağlık bakanlığı’ndan ön izin gerekeceği bilgisini verdi. üreticilere, vatandaşın maskeyi kolay alacağı seviyeye ulaşıncaya kadar ihracat yasağı verildiğini söyledi. kültür ve turizm bakanı mehmet nuri ersoy da, “kültür ve sanat organizasyonları, sezon açmamış otellerin durumu konusunda konuştuk. 15 nisan hassas bir tarih. turizmi cazip hale getirmek yerine az turist gelmesini sağlamak sağlıklı. 1 hafta içinde sektörel destek olacak. bakanlığa bağlı etkinlik ve organizasyonlar nisan sonrasına ertelenecek,” dedi. ticaret bakanı ruhsar pekcan da arz talep dengesindeki değişikliğin piyasalarda aşırı fiyat artışına sebep olduğunu ve ihracatın arttığını söyledi. geçen sene sadece maskede, yılın ilk gününden 10 mart’a kadar 4 milyon dolar ihracat olmuşken, bu sene ihracatın aynı dönemde 40 milyon dolar olduğu bilgisini verdi. piyasada maske bulunmadığı için ihracat ön izinlerinin sağlık bakanlığı’nın ön iznine bağlandığını, piyasa doyuma ulaşınca ihracatın yeniden başlayacağının haberini verdi. 2,193 firmanın denetim altına alındığını, 2,641 ürünü denetlediklerini, 2,180'ini soruşturma kapsamına aldıklarını açıkladı. soruşturulan 13 maske üreten firmanın 9'una ceza kesildiğini, gıda ürünlerinde de fahiş fiyatlar başladığını, bunun da gereğinin yapılacağını paylaştı. 16 mart’tan itibaren nisan sonuna kadar yurtdışı fuarların ertelendiğini bildirdi.

ilk hasta ile ilgili detaylı bilgileri soran meraklı gazetecilere, hastanın kişisel mahremiyetine önem verdikleri için bu bilgilerin paylaşılmayacağı söylendi. sağlıklı olan bireyin maske takmasına gerek olmadığını söyleyen sağlık bakanı, tedavinin ne olduğunu bildiklerini, hazırlıkların tam olduğunu vurguladı. gazeteciler, “yurtdışı temaslı hasta” tanımının ne demek olduğunu sordu, ama bakan buna bir türlü cevap vermedi. hastanın, yurtdışından mı geldiğini yoksa yurtdışından gelen birisiyle mi temas ettiğini söylemedi. bu konudaki merakı aslında farkında olmadan akp grup toplantısında konuşan ve hastanın avrupa’dan gelen bir vatandaş olduğunu söyleyen cumhurbaşkanı erdoğan gidermişti.

yaz döneminde enfeksiyonun etkisinin azalacağının bilim kurulu’nun da öngörüsü olduğunu belirtti. “cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, elazığ dahil olmak üzere, ben bunu yer yer eski devlet yeni devlet olarak söylüyorum, bu süreçte özellikle kararların hızlı alınmasında başarılı olduğuna inanıyorum. iki ay direnelim. yazın virüsün etkisi azalıyor, tedbir alırsak yayılmayı önlersek iki ayda hayat normale döner” dedi ve toplantı sona erdi.

bu arada cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan için tbmm’deki grup toplantısına giriş ve çıkışında virüs kaynaklı salgın hastalık riskine karşı termal kamera ile önlem alındı.

sağlık meslek örgütlerinin 14 mart tıp haftası dolayısıyla sağlık alanında yaşanan şiddete dikkat çekmek üzere uzun süredir hazırlığını yürüttükleri 15 mart büyük beyaz mitingi, sağlık bakanlığı’nın türkiye’de koronavirüs vakası tespit edildiğinin açıklanmasının ardından, düzenleyici örgütler tarafından iptal edildi. türk tabipleri birliği, hastanelerde ve aile sağlığı merkezleri’nde çalışan ve eğitim alan tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde kişisel koruyucu malzeme dağıtılmasının öncelik olduğunu bildirdi. emeği değersizleştiren, ücretleri ezdiren, çalışma koşullarını her geçen gün zorlaştıran yönetim anlayışı değişinceye; sağlıktaki ölümcül şiddeti tam olarak ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapılıncaya; önerilen tedbirler alınıncaya; hasta-sağlık çalışanı ilişkisini insani boyuta taşıyacak toplumsal, kültürel iklim oluşuncaya ve buna uygun sağlık politikaları tesis edilinceye kadar bu konuda mücadeleyi hep birlikte yükseltmekte kararlı olunduğunu duyurdu.

sağlık bakanlığı, COVID-19 ile mücadele kapsamında evde 14 gün karantinada kalmanın önemine, ellerin nasıl ve ne zaman yıkanması gerektiğine yönelik görseller yayınladı. 14 gün kuralı ve 14 kural açıklandı.

bu sırada amerika’da: amerika birleşik devletleri, avrupa’dan yapılacak seyahatleri 30 günlüğüne durdurma kararı aldı. yasağa sadece schengen ülkeleri dahil edildi ve türkiye’den abd’ye yapılacak seyahatleri kapsamadığı açıklandı.

12mart 2020 perşembe günü, cumhurbaşkanı erdoğan’ın başkanlığında gerçekleşen koronavirüse karşı alınan ulusal tedbirlerin konuşulduğu 5 saat süren zirveden sonra alınan kararları, cumhurbaşkanlığı sözcüsü ibrahim kalın düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. ilk, orta ve lise okulların 16 mart tarihinden itibaren bir hafta tatil edilmesine, 23 mart tarihi itibariyle de uzaktan eğitimin başlamasına, üniversitelerin 16 mart tarihinden itibaren üç hafta boyunca tatil edilmesine, spor müsabakalarının nisan sonuna kadar seyircisiz oynanmasına, fevkalade bir durum olmadığı müddetçe kamu görevlilerinin yurt dışına çıkışının izne tabii olmasına karar verildi. kreş ve bakımevleri için bir karar alınmadı ve ebeveynlerin tercihine bırakıldı. kamu çalışanlarının izne tabii tutulması için bir genelge hazırlanmadığı, dilerlerse kendi izinlerini kullanabilecekleri duyuruldu. üniversitelerdeki idari kadrolarla ilgili de henüz bir izin planlaması olmadığı paylaşıldı.

kültür ve turizm bakanlığı; devlet opera ve balesi genel müdürlüğü, güzel sanatlar genel müdürlüğü ve devlet tiyatroları genel müdürlüğü kapsamında gerçekleştirilmesi planlanan tüm sanatsal etkinliklerin süresiz ertelendiğini açıkladı.

çinli yetkililer koronavirüs deneyimlerini uluslararası otoritelerle ve dünya sağlık örgütü ile paylaştı.

bu gelişmeler olurken ilk hastanın takibe alınan çevresinden bir kişinin daha koronavirüs testi pozitif çıktı. türkiye peşpeşe koronavirüs vakalarıyla tanışmıştı. 12 mart itibariyle vaka sayısı iki olmuştu.

ankara’da, koronavirüs salgınına karşı önlem almak isteyenler, kolonya dükkanlarına akın etti; metrelerce kuyruk oluştu.

bir sonraki bölüme geç: salgının 100 günü — bölüm 17

--

--

A rare breed of intellect and stupidity. Half surgeon mending little hearts, half mad scientist. Editor and writer at 140journos https://twitter.com/kocyildirim