Türkiye’nin Ünlü “Mafya Babaları” ve Kabadayıları

OHAL kapsamında Ağustos 2016'da yayımlanan ve denetimli serbestlik süresini 1 yıldan 2 yıla çıkaran Kanun Hükmünde Kararname ile kademeli olarak 93 bin kişinin cezaevlerinden tahliye olması bekleniyor. Halen cezaevinde olan ve kararnameden yararlanacağı iddiaları gündeme gelen ünlü mafya liderlerinden Alaattin Çakıcı, savcılığın aldığı kararla tahliye edilmedi. 140journos, yakın tarihte farklı faaliyetleri ve işlediği suçlarla tanınan Türkiye’nin en ünlü 25 mafya babası ve kabadayısını ve bugün nerelerde olduklarını derledi:

140journos
140journos
Published in
12 min readAug 21, 2016

--

(Derleme: Efe Aydoğ/140journos Yaz Stajı, Tasarım: Yusuf Akın Gülsayın/140journos Yaz Stajı)

Sedat Peker “Reis”

1971, Sakarya doğumlu

Gençliğinde kendisine “Reis”, “Ruh Adam” ve “Köroğlu” lakapları takılan Peker, “uyuşturucuyla mücadele eden baba” olarak tanınmıştır. Barmen Oğuz Atak cinayeti, çete olaylarına karışmak, tehditle tahsilat yapmak, zorla alıkoymak suçlarından ay boyunca aranan Peker, teslim olacağını bildirerek 19 Ağustos 1998'de Romanya’dan Türkiye’ye getirilmiştir. Hapiste kaldığı sürede kokoreç makinesi, CINE 5 dekoderi, ekmek kızartma makinesi ve dikiş makinesi gibi eşyaların teminatını sağlayan Peker, kaldığı 50 kişilik koğuşun tabanını halıfleksle kaplattı, duvarlarını boyattı, tuvaletleri kırılıp yaptırdı, yüz koyun kestirip tutuklu ve hükümlülere dağıttı. İstanbul DGM Savcılığı, Ekim 1998'de Peker ve adamları hakkında 7.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açmıştır. Tahliye edildikten sonra basına açıklama yapan Peker, MHP’li olmadığını söyleyerek, siyasi görüşünün pantürkist-turanist olduğunu belirtmiştir. 2004'te Cumhuriyet Savcısı’nın kararıyla Sedat Peker cezaevine gönderilmiştir. “Kelebek Operasyonu” sonucunda 12 yıl hapis cezası alan Sedat Peker, avukatı Özge Yılmaz ile 30 Mayıs 2008’de evlenmiştir. Peker, 2014 yılında tahliye olmuştur. 2015 yılında Rize’de bir mitingde Barış İçin Akademisyenler hakkında sarfettiği sözler hakkında soruşturma açılmıştır. Yaşamına İstanbul’da devam etmektedir.

Sedat Peker, 2014'te Vahdet gazetesine verdiği röportajda, “Geçmiş tarihte mağduriyete uğramış insanların haklarını koruyabilmek adına bazen şiddete başvurduğum doğrudur. Haklarını korumak için yardımcı olduğum insanlara sorarsanız size bir dava adamı olduğumu söylerler. Hayatın gerçeklerinden uzak yaşayan tuzu kurulara şahsımı sorduğunuz da ise mafya olduğumu söyleyebilirler. (…) İnsanların yaratılırken onlara verilen fıtratları vardır. Belki ufak tefek hatalar yapsalar da fıtratlarının dışına çıkamazlar. Mafya olabilmek benim fıtratıma uygun değil. Ben kimsenin parasını haksız yere alamam. Ben hiç kimsenin namusuna göz dikemem, benden güçsüz diye kimseye zulüm edemem, ancak bunları yapanlara karşı geçmişte yaptıklarım herkes tarafından zaten bilinir. Her günahın karşısında mutlaka bir intikam meleği olur. Birçok günahın karşısında intikam meleği olma görevini kaderim bana bahşetmişse ben bundan ancak onur ve şeref duyarım.” ifadelerini kullandı.

Alaattin Çakıcı

1953, Trabzon Arsin doğumlu

Gençlik yıllarında Şişli’de ülkücü gruplara dahil olan Çakıcı’nın suç dosyası bir İETT görevlisini bıçakla yaralamasıyla açılmıştır. Siyasi sebeplerden dolayı 41 kişinin ölümüne sebep olduğu söylenmektedir. Çek-senet işlerine girmiştir, Ankara’da eğlence mekanlarına haraç baskınları yapmıştır. Eski karısı Uğur Çakıcı’nın cinayeti sebebiyle aranan Alaattin Çakıcı, o sırada canlı yayında Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller’le ilgili yaptığı açıklamalarıyla Flash TV’nin basılmasına sebep olmuştur. İddiaya göre MİT ile olan bağlantıları sayesinde 1987 yılında ”Babalar Operasyonu” olarak bilinen operasyonlarda Türkiye’nin önde gelen mafyaları gözaltına alınırken Çakıcı gözaltına alınmamıştır. Borsacı Adil Öngen’e, Pamukbank Genel Müdürü Burhan Karaçam’a, Emin Cankurtaran’a, Hıncal Uluç’a, Cavit Çağlar’a ve Engin Civan’a yönelik saldırıların azmettiricisi olarak suçlanan Alaattin Çakıcı,1992 yılında sahte bir pasaport ile yurtdışına kaçmıştır. 17 Ağustos 1998′de Fransız polisinin düzenlediği bir operasyon ile Nice şehrinde yakalanmıştır. Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tek kişilik bir odaya konan Alaattin Çakıcı’nın zamanının büyük bölümünü muhabbet kuşuyla geçirdiği belirtilmiştir. Alaattin Çakıcı’nın darbe girişiminin ardından denetimli serbestlik süresini 1 yıldan 2 yıla çıkaran ve cezaevlerinden toplamda 93 bin kişinin tahliye edilmesi planlanan süreçte tahliye olacağı iddiaları gündeme gelse de Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı bu yöndeki iddiaları yalanlamıştır. Çakıcı, halen Bolu F Tipi Cezaevi’ndedir.

Hadi Özcan

1954, Kocaeli doğumlu

Mehmet Hadi Özcan’ın 1980 ve öncesi yıllarda Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığı bilinmektedir. ”Kocaeli Çetesi” lideri olarak bilinir. Cürüm işlemek niyetiyle teşekkül oluşturma, adam yaralamak, cezaevinde talimatla suça azmettirmek, cezaevinde şahıslardan haraç toplama, çek-senet tahsilatı, adam kaçırma ve araba hırsızlığı Hadi Özcan’ın kabarık dosyasındaki suçlardan sadece birkaçıdır. Ayrıca Hadi Özcan’ın Ergenekon davası sürecinde Alaattin Çakıcı’yla ters düştüğü iddia edilmiştir. Hadi Özcan Kocaeli’de bulunan Kandıra Cezaevi’nde cezasını çekmektedir.

Hüseyin Saral “Hüseyin Ağa”

Of doğumlu

Hüseyin Saral, 1990’lı yıllarda Türk ve Romen emniyet güçlerinin ortaklaşa hareket ettiği ‘Meriç Operasyonu’ ile Bükreş’te yakalanmasının ardından tanınmıştır. Sedat Şahin ve Hüseyin Saral önderliğindeki suç grupları arasında yaşanan çatışmalar basında yer almıştır. Emniyetin Saral’a 2002 yılından sonra düzenlediği yaklaşık 100 operasyonda 1.230 tabanca, 45 uzun namlulu silah, 20 el bombası, 1.255 dinamit lokumu ve birçok mermi ele geçirilmiştir. Saral, 2005 yılında İtalya’nın Roma şehrinde Sedat Şahin’in adamları tarafından sokak ortasında öldürülmüştür. Hüseyin Saral’ın öldürülmesine karşılık olarak 2014 Aralık’ta Şahin’in kardeşi Vedat Şahin ve adamı Ferdi Topal’ı Nişantaşı’nda araçları başında öldürülmüştür.

Hüseyin Baybaşin “Avrupalı Escobar”

1956, Diyarbakır Lice doğumlu

Kürt kökenli Baybaşin Aşireti’ndendir. 1976 yılında üzerinde 11 kilogram uyuşturucuyla Türkiye’de, 1984’te ise İngiltere’de 6 kilogram uyuşturucuyla yakalanıp 12 yıl hapse mahkum edilmiştir. 1980’li yılların sonuna doğru Avrupa’nın en büyük uyuşturucu kaçakçılarından biri haline gelmiştir. 1998 yılının Mart ayında ‘Siyah Lale’ adıyla İngiltere, İtalya, Belçika, Almanya ve Hollanda istihbaratı tarafından yürütülen uluslararası bir operasyonda yeğeni Giyasettin Baybaşin ile Hollanda’da yakalanıp ömür boyu hapse mahkum edilmiştir. BBC’nin yaptığı araştırmada servetinin 16 milyar dolar civarında olduğu tespit edilmiştir. Hüseyin Baybaşin hala Hollanda’daki Vught Cezaevi’nde tutuluyor.

Nuri Ergin

Karagümrük Çetesi‘nin lideri olan Ergin’in 1997 yılında ünlü Metris Cezaevi’nde çıkan isyandan sorumlu olduğu iddia edilmiştir. Sibel Can’a fotoğraflı şantaj yapan Can Kuzu, Ergin ve adamları tarafından kaçırılarak işkenceye uğramıştır. Tutuklanıp Afyon Cezaevi’ne gönderilen Nuri Ergin ve kardeşi Vedat Ergin, 1999’da Sabancı suikastı sanığı olan Mustafa Duyar’ı öldürmüşlerdir. Ergin, sonradan Kartal Hapishanesi’nde beraber kaldığı Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil ile anlaşmazlıklar yaşamıştır. Alaattin Çakıcı’nın adamlarının Karagümrük Spor Kulübü’ne ait lokali basıp 10 kişiyi yaralanmıştır. Buna karşılık olarak Ergin’in adamları 19 Nisan 2000’de Çakıcı’nın Gültepe ve Zeytinburnu mıntıkalarındaki 2 kıraathanesine baskın yapmıştır. İki isim arasındaki gerginliğin artması sebebiyle Nuri Ergin hala mahkum olarak bulunduğu Uşak şehrindeki E Tipi Cezaevi’ne gönderilmiştir.

Fırat Delibaş

Diyarbakır doğumlu

‘Hanımağa’ olarak tanınan Sevgi Özöcal ile çeşitli ortak işler yaptığı bilinmektedir. Sevgi Özöcal ile birlikte bir dönem şarkıcı Cengiz İmren’in koruma işlerini yürütmüştür. 2000’li yıllarda DEHAP’ın Gençlik Kolları’na çeşitli para yardımları yapmıştır. 2003 yılının Ekim ayında, İstanbul — Beyoğlu’nda gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda 30 ayrı mekanına baskın yapılmıştır. Kazandığı kara paralarla 5 adet yarış atı aldığı, her gün neredeyse 1.000 TL’lik ganyan oynadığı tespit edilmiştir. 2006 yılında, hakkında 41 yıldan 89 yıla kadar hapis cezası istemiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dava açılmasına rağmen, ceza evinde tutuklu geçirdiği 3 senenin sonunda beraat etmiştir. Delibaş, yaşamına İstanbul’da devam etmektedir.

Şenol Turan

1962, Samsun Bafra doğumlu

Alaattin Çakıcı’nın eski sağ kolu olan Şenol Turan’ın iş adamı Emin Cankurtaran’a yapılan silahlı saldırıda ”azmettirici” olduğu iddia edilmiştir. Şenol Turan; 12 Nisan 1994 yılında İstanbul — Kartal’da İbrahim Ateş’in yaralanması, 1 Eylül 1994’te İstanbul — Beyoğlu’nda Rauf Yıldız’a, 17 Mart 1995’te İstanbul — Karaköy’de Avram İbrahim Benbarte’ye, İstanbul — Samandıra jandarma bölgesinde İlyas Aygün’e, 29 Eylül 1995’te İstanbul — Nişantaşı’nda Emin Cankutaran’a yönelik saldırılardan yargılanmıştır. Ayrıca bunların dışında ruhsatsız silah bulundurma, sahte kimlikler ve sürücü belgeleri bulundurduğu için hakkında polis tarafından işlem yapılmıştır.

Şenol Acar

Sakarya doğumlu

“6. Filo” isimli örgütün lideri olan Şenol Acar’ın “Ergenekon” davasında da Sedat Peker ve Veli Küçük gibi ünlü isimlerle bağlantısı olduğu iddia edilmiştir. 20 Mayıs 2010 günü İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’da yapılan eş zamanlı baskınlar ile sağ kolu Selami Balkaya ile birlikte yakalanıp cezaevine gönderilmiştir. Şenol Acar ve adamlarının kaldığı daire ve işyerlerinde yapılan aramalarda 15 değişik çap ve markalardan tabanca, 17 şarjör, 10 av tüfeği, 794 tane çeşitli çap ve markalarda silah mermisi, 1 kuru sıkı tabanca, sahte pasaportlar, 8 masaüstü bilgisayar, çok sayıda sahte ve gerçek çek, senet ve tapu ele geçirilmiştir. Şenol Acar, yattığı Tekirdağ Hapishanesi‘nde kalp krizi geçirerek 30 Temmuz 2010 yılında hayatını kaybetmiştir.

Kürşat Yılmaz

12 Eylül öncesinde Ülkücü Gençler Derneği (ÜGD) üyesi olan Yılmaz, çek — senet tahsilatı ve sahte piyango bileti basmak suçlarından yargılanmıştır. Yılmaz, Derya Ayanoğlu’nun babası armatör Osman Ayanoğlu’nun öldürülmesiyle bağlantısı olduğu iddiasıyla gözaltına alınıp delil yetersizliğinden serbest bırakılmıştır. 1992'de Kayhan Güvelioğlu’nu öldüren Yılmaz, 19 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. Toplam dört kez hapisten kaçan Yılmaz, 25 Temmuz 1998'de Bulgaristan’ın Varna kentinde kaldığı otel odasında tekrar yakalanmıştır. Yılmaz, 15 Temmuz 1999'da Kuşadası eski Belediye Başkanı Lütfi Suyolcu’yu öldüren tetikçi Fırat Erdoğan’ı azmettirdiği gerekçesiyle suç ortağı Yavuz Kaşıkçı’yla birlikte ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır.

Erol Evcil “Zeytin Kralı”

1970, Bursa doğumlu

1986 senesinde Eşrofolu Turizm ile iş hayatına atılan Evcil, 1991 Mustafa Çağlar ile ortak olarak iplik işine girmiştir. 1997 senesinin Haziran ayında Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük entegre zeytin fabrikasını kurduğunu kamuoyuna ilan eden Erol Evcil’in, ismi ‘’Zeytin Kralı’’ olarak duyulmaya başlamıştır. Alaattin Çakıcı’nın dostu olduğu bilinen Erol Evcil’in bu dostluğu sayesinde İş Bankası ve Türkbank’tan rahatlıkla kredi aldığı iddia edildi. Nesim Malki cinayetini azmettirdiği gerekçesiyle İnterpol tarafından aranan Erol Evcil, 1999’da Bursa’da yakalanmıştır. Erol Evcil, Bursa Emniyeti’nde polise verdiği ifadede Nesim Malki cinayetini azmettirdiğini itiraf etmiştir.

Dündar Kılıç

1935, Sürmene doğumlu

Ünlü kabadayılardan Avni Çakıroğlu’nu silahla yaralayarak ünlenen Kılıç, bu dönemde adam yaralama ve ruhsatsız silah taşıma suçları nedeniyle cezaevine girmiştir. 1984 senesinde yapılan ünlü ”Babalar Operasyonu” kapsamında sorguya alınmıştır. Kızı Uğur Kılıç’ın de içine karıştığı Civangate skandalında adı geçen Kılıç, Susurluk skandalıyla ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu tarafından ifade vermeye çağrılmıştır. 1994 senesinde Turgut Özal’ın eşi Semra Özal’ın özel ricasıyla Selim Edes ve Engin Civan isimleri arasındaki anlaşmazlığı çözmek için aracı olmuştur. Dündar Kılıç, arabuluculuğu sebebiyle damadı olan Alaattin Çakıcı ile karşı karşıya gelmiştir. Kızı Uğur Kılıç, Çakıcı’dan ayrıldıktan hemen sonra Çakıcı’nın adamları vurulmuştur. Dündar Kılıç, 1999 yılının 10 Ağustos günü İstanbul’da üst solunum yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetmiştir.

İdris Özbir “Kürt İdris”

1937, Kars doğumlu

1980 yıllarında kulüplerde ve barlarda fedailik yapan Kürt İdris, hazine arazilerini parselleyip satmak, çek-şenet tahsilatı yapmak, kasten adam yaralamak, adam kaçırmak ve ulusrarası civaoksit kaçakçılığı yapmak suçlarından aranmıştır. Ölmeden önce gazetecilere verdiği bir demeçte; “Mustafa Kemal’e, İsmet Paşa’ya, Kenan Evren’e ‘baba’ diyen bu millet bana da baba demiştir, sağ olsun” demiştir. Özbir’in, İbrahim Tatlıses’i ve Bülent Ersoy’u kendi himayesine alıp yeraltı dünyasından isimlerle tanıştırdığı iddia edilmiştir. İdris Özbir yargılanmaya devam ederken 2002 yılında akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

İsmail Hacısüleymanoğlu

“Oflu İsmail”

Dündar Kılıç’ın eniştesi Oflu İsmail’in Ekim 1977'de Hollanda’da yakalanan 3.7 ton esrardan sorumlu olduğu iddia edilmiştir. MHP’ye yaptığı para yardımlarıyla tanınan Hacısüleymanoğlu, Mart 1979'da çıkan bir tartışma sonucu Semiramis Gazinosu’nun patronu ve şef garsonunu öldürerek yurtdışına kaçmıştır. Bu davada 36 yıl hapse mahkum olan Hacısüleymanoğlu, İngiltere’de “Ali Osman” kimliğiyle yakalanmıştır. Oflu İsmail, 1987’de Hollanda’da tutuklanmıştır ancak Türkiye’de idam cezasıyla yargılandığı için iade edilmemiştir. Uyuşturucu satmak, uyuşturucu kaçakçısı İbrahim Çalışkan’ın ölüm emrini vermek, Bulgaristan bağlantılı uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile suçlanmıştır. Hacısüleymanoğlu, Mayıs 2006'da Türkiye’ye iade edilip hapse yerleştirilmiştir. 2015 yılında akciğer yetmezliğinden hayatını kaybetmiştir.

Avni Musullulu “Sarı Avni” “Türk Escobar”

1942, Rize Çayeli doğumlu

Interpol’ün kaçaklar için çıkardığı ”Kırmızı bülten” listesinde üst sıralarda yer alan Avni Musullulu, 12 Eylül 1980 sonrası Türkiye’den kaçmıştır. Bulgar mafya babalarıyla ortak eroin laboratuvarı, Papa’ya düzenlenen suikast; kara para aklama, İtalya’daki devlet-mafya çatışmasında “arabuluculuk” yaptığı iddia edilmiştir. Sarı Avni, Amerikan Narkotik Bürosu tarafından hazırlanan resmi raporda, dünyanın önde gelen eroin şebekelerine en fazla baz morfin sağlayan adam olarak resmi belgelerdeki yerini almıştır. Sarı Avni’ye ait olduğu araştırmalar sonucunda belirlenen 10 milyon sterlin değerindeki eroin paketleri, 1987 yılında Londra’nın Halley Caddesi’nde ele geçirilmiştir. Yaşar Avni Musullulu, 5 Kasım 1998 tarihinde Balıkesir’in Altınoluk ilçesinde polis tarafından yakalanmıştır. Musullulu’nun Susurluk kazasından iki gün önce Altınoluk ilçesinde ünlü mafyalardan Abdullah Çatlı, Sedat Bucak ve Hüseyin Kocadağ ile buluşarak yemek yediği polisin kayıtları incelemesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Musullulu, 6 Mayıs 2002 yılında Şartlı Salıverme Yasası kapsamında tahliye olmuştur.

Kurban Yazoğlu

1952, Bayburt doğumlu

Etiler, Acarkent ve Beşiktaş’ta kumarhane işlettiği iddia edilen Yazoğlu, ”Arnavut Sami” takma isimli Sami Hoştan ile ortak olmuştur. İbrahim Tatlıses, Haluk Ulusoy, Aydın Doğan, Rahmi Koç gibi bir çok ünlü iş adamı ve sanat dünyasından olan kişilere güvenlik sağladığı iddia edilmiştir.

Şeref Yazoğlu

“Oflu Şeref”
1956, Bayburt doğumlu

Şeref Yazoğlu, ”Oflu Osman” takma isimli Osman Cevahiroğlu’nun yeğeni ve Kurban Yazoğlu’nun kardeşidir. Şeref Yazoğlu’nun adamları, ”Bakırköy çatışması” olarak bilinen Bakırköy Adliyesi önündeki çatışmada yer almıştır. Şeref Yazoğlu’nun resmi kayıtlara göre dosyasındaki suçlar şunlardır: kumarhane işletmek, haraç kesmek, yasadışı otopark işletmek, kasten adam yaralamak. ”Kazan Yemek” isimli toplu yemek şirketini kurmuştur ve işlerine burada devam etmektedir. Son zamanlarda eğitim alanında yer aldığı bilinmektedir.

Özkan Kurt

“Oflu Enişte”
1981, Bayburt doğumlu

Özkan Kurt’un, Kurban Yazoğlu, Şeref Yazoğlu ve Oflu İsmail gibi isimlerle iş yaptığı iddia edilmiştir. Şişli — Pangaltında, Güneş Otel’e yapılan polis baskını neticesinde Özkan Kurt’un adı, uzun süre medyayı meşgul etmiştir. Bir dönem İstanbul’da Taksim “Queen” ve “Gabile” gibi ünlü gece kulüplerinin işletmeciliğini ve patronluğunu da yaptığı bilinmektedir. Yumak Group A.Ş. isimli bir holding kurmuştur.

Örfi Çetinkaya

Örfi Çetinkaya, ilk olarak sigara kaçakçılığı suçlamasıyla aranmıştır. 12 Eylül askeri müdahalesinden arananlar listesinde yer alırken silah, mermi ve gümrük kaçakçılığı suçlarından 9 Aralık 1980’de yakalanmıştır, ancak kısa bir süre sonra serbest kalmıştır. Çetinkaya, 18 Mayıs 1988’de İstanbul Etiler’de polisin dur ihtarına rağmen kaçmaya çalışırken açılan ateşle belinden vurulmuştur. “Altın Hilal” operasyonunda adı geçen Çetinkaya, 2000 yılında İstanbul Bahçeşehir’deki evinde ‘Matador Operasyonu’yla yakalanmıştır. Tutuklanıp Kartal Cezaevi’ne konulan Çetinkaya, sağlık sorunları nedeniyle 25 Haziran’da 2003’te tahliye edilmiştir. Cezaevinden çıktıktan sonra eski işine devam eden Çetinkaya “Son Tango” operasyonunun ardından tutuklanarak cezaevine girip kısa bir süre sonra sağlık sorunları sebebiyle yeniden tahliye edilmiştir.

Hasan Haybetli

Siirt doğumlu

Hasan Haybetli, Arap Hüso takma ismiyle tanınan zamanın ünlü kabadayılarından Hüseyin Heybetli’nin oğludur. 1979 yılında babası ölünce, işleri tamamen eline alıp İstanbul Meyve ve Sebze Hali’nin haraç işine başlamıştır. Birçok kez kasten adam yaralama ve haneye tecavüz olaylarında yer aldığı iddia edilmiştir. Muazzez Abacı’ya aşık olan Hasan Heybetli, uzun seneler boyunca sanatçıyı evliliğe razı etmek için uğraşı verip magazin haberlerinin gündemi olmuştur. Abacı’nın çalıştığı tüm gazinolara her gün 24 adet aşkı simgeleyen kırmızı gül gönderen ve Muazzez Abacı’ya ait evin önünü çiçeklerle donatan Hasan Heybetli, Abacı ile iki kısa evlilik gerçekleştirmiştir. Muazzez Abacı ile ikinci defa nişanlı olduğu sırada iki kişiyi öldürmüştür. 2004 yılında şarkıcı Kader Çetintürk’ün de adının karıştığı bir gaspa teşebbüs davasından 2 yıllığına cezaevine gönderilmiştir.

Ahmet Tekin Baykal

Özgecan Aslan’ın katilini ve babasını cezaevinde vurarak öldürüldüğü iddia edilen Ahmet Tekin Baykal, 1997 yılında çete lideri olduğu iddiasıyla tutuklanmıştır. Cezaevinden çıktıktan sonra tekrar suç örgütü kurduğu gerekçesiyle cezaevine girmiştir. İbrahim Çiftçi’nin öldürülmesi olayında azmettirici olduğu iddialarıyla da yargılanmıştır. Zorla çek senet tahsilatı, yağma, adam kaldırma, iş yeri kurşunlama iddiaları üzerine 2008 yılında “Anafor Operasyonuyla” gözaltına alınmıştır.

Sami Hoştan “Arnavut Sami”

1947 doğumlu

Susurluk davası hükümlüsü, Ergenekon davası sanığı Sami Hoştan, Eski İstanbul Sheraton Oteli Gazinosu’nun ortaklarındandır. 2. MİT Raporu’nda DHKP/C örgütü ile ilişkili olduğu, İspanya, Hollanda ve Kolombiya bağlantılı uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı ileri sürülmüştür. Raporda ayrıca, Tarık Ümit’in kaçırıldıktan sonra Abdullah Çatlı tarafından Hoştan’ın çiftliğinde sorgulandığı da iddia edilmiştir. 1996'da Susurluk’taki trafik kazasının sonrası ortaya çıkan karanlık ilişkilerle ilgili 14 sanığın yargılandığı davanın kararına göre Hoştan dört yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Ergenekon davasında silahlı terör örgütüne üye olma ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlamalarıyla tutuksuz yargılanmıştır. Uzun süre karaciğer kanseri tedavisi gören Sami Hoştan 11 Mayıs 2015'te hayatını kaybetmiştir.

Abdullah Uçmak

1998 yılında Arena programında İbrahim Tatlıses’i ölümle tehdit eden Abdullah Uçmak, 2011 yılında İbrahim Tatlıses’i kalaşnikofla vurdu. Tatllıses’i vurmaktan 36 yıl hapis istemiyle yargılanan Uçmak, duruşma sırasında Tatlıses’e ettiği küfürle gündeme geldi.

Osman Cevahiroğlu

“Oflu Osman”

Kumar ve uyuşturucudan kazandığı serveti, turizm ve inşaat sektörüne kanalize ederek büyük yatırımlar gerçekleştiren Oflu Osman, 2003 ilkbaharında Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan tarafından hastanede ziyaret edilmişti. 2004’te hayatını kaybeden Cevahiroğlu, Grand Cevahir Otel’in sahibi İbrahim Cevahiroğlu’nun kuzenidir.

Fevzi Öz

Malatya Doğumlu

Öz, Amcasının oğlunun vurulmasıyla başlayan kan davası nedeniyle bir kişi öldürdü ve cezaevine girdi. 1974’te aftan yararlandı. 1980’de Kürt İdris (Özbir) ve Mustafa Çapan’ı kaçırmak gibi birçok suçlamadan beraat etti. İlk MİT raporunda, adı hayali ihracat ve para aklama işlerinde yer aldı. 1988’de uyuşturucu, polis dinleme cihazı ve tabancayla yakalanarak, tutuklandı. 30 ay hapis cezasına çarptırıldı.

--

--

140journos, türkiye’yi anlamak için orijinal belgesel videolar, nitelikli araştırmalar ve görsel hikayeler üreten bir yeni medya yayıncısı.